Serinin yeni oyunu sağlam bir senaryoyla başlıyor... Oyun, günümüzde geçiyor. Oyun boyunca Nico Bellic adında bir karakteri yönetiyoruz. Nico, kuzeni Roman’dan aldığı mektuplardan, onun çok zengin olduğunu, Liberty şehrinde rahat huzur dolu bir hayat yaşadığını öğreniyor ve bu şehre geliyor. Tabii bu şehre gelişinin asıl nedeni bu değil. Nico askerdeyken, içinde bulunduğu bir grup asker, düşman tarafından pusuya düşürülmüş ve bu pusudan sadece üç kişi sağ olarak kurtulmuş. Nico Bellic, Darko Brevic ve Florian Cravic. Nico bu iki kişiden birinin düşmanla işbirliği yaptığını ve kendilerine ihanet ettiğini düşünüp bu kişileri aramaya başlamış ve Florian Cravic’in Liberty şehrinde olduğunu öğrenmiş. Bu yüzden kuzeninin de çağrısını geri çevirmeyip Liberty Şehrine gelmiş. Fakat geldiğinde görüyor ki, kuzeninin mektuplarında bahsettiği köşkler, lüks arabalar, hizmetçiler tamamen yalanmış; aksine kuzeni büyük bir bataklığın içine batmış. Oyun boyunca kuzenimizin burnunu çöpten kurtarıyor, yeni kişilerle tanışıyor ve aradığımız kişileri bulmaya çalışıyoruz.
Grafikleri de tabi ki bu senaryoya yakışacak kadar iyi ve oyun bizlere gerek binalar olsun, gerek köprü ve yollar olsun, harika bir şehir sundu. Bilhassa akşamları köprüden geçerken, köprünün ışıklandırmaları çok güzel. Fakat maalesef bu güzellikleri tam detayında çalıştıracak pek bilgisayar olduğunu zannetmiyorum ve bu konuda oyunun ilk eksisi ortaya çıkıyor, optimizasyon sorunu. Oyunun grafiklerinin iyi olduğunu kabul ediyorum; ama bize sunduklarına karşın istediği sistem gereksinimleri fazla. Neyse ki nVidia ve ATI hemen bu oyun için bir sürücü çıkardı da ekran kartı nVidia veya ATI olanlar biraz olsun rahatladı.
Serinin yeni oyunu da eski oyunlar gibi görev yapmayı amaçlıyor. Görevlerin çoğu bir şeyi bir yerden bir yere getirmek, hırsızlık yapmak ve birilerini ortadan kaldırmak üzerine kurulu. Fakat oyundaki karakterlerin ve görevlerin bazı özellikleri yaptığınız işleri daha eğlenceli ve ilginç bir hale getiriyor. Örneğin bazen internet üzerinden mesajlaşabiliyor veya polis arabası çalarak içindeki bilgisayardan aradığınız kişinin bilgilerini bulmak durumunda kalabiliyorsunuz. Pis işlerden sıkıldığınızda bir randevuya çıkabiliyor ya da bilardo oynamaya gidebiliyorsunuz. Kısacası GTA da monoton bir oynanabilirlikle karşılaşmak pek mümkün değil.
Oyunun en önemli yeniliklerinden ikisi de cep telefonları ve internet. Cep telefonuyla arama yapmanın ve mesaj çekmenin yanı sıra daha kolay bi şekilde menüye girebiliyorsunuz. Kontak listenize zamanla tanıştığınız veya önceden bildiğiniz kişiler ekleniyor. İnternet sayesinde ise e-posta yoluyla görevlerin neler olduğunu öğrenebiliyorsunuz. Hatta tıpkı gerçek hayatta olduğu gibi e-posta hesabınızın gelen kutusunda spam postalar bile görebiliyorsunuz. Ayrıca radyodan duyacağınız sayfalara girebiliyorsunuz. Ve GTA’da ilk defa tam olarak geliştirilmiş bir multiplayer modu yer alıyor. İçinde üç ayrı kategori bulunuyor. Kooperatif, takım ve klasik mod olarak açılıyor. Ayrıca bu bölümlerin içinde bir çok farklı seçenek de yer alıyor. Örneğin Mafia Work, Deathmatch ya da araba yarışları gibi.
GTA serisini takip edenler zaten alıp oynayacaklardır... Hatta çoğu almış oynuyordur. Ben burada "Ben GTA sevmem, mafya oyunları sevmem" diyenlere seslenmek isterim. Yeni GTA'da yapılan değişiklikler gerçekten güzel ve oyun oynarken grafikler olsun konusu olsun ayrı bir hava katıyor oyuna. Kısacası herkeze tafsiye ediyorum bence birkere olsun oynanması gereken oyun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder